Sıkça Sorulan Sorular
Gülüş estetiği
Diş hekimi yüzün 1/3 alt kısmının estetiğinden sorumludur. Bu alan dudakları, dişetlerini ve gülme alanına giren dişleri kapsamaktadır. Günümüz estetik anlayışında sağlıklı soluk pembe dişetleri ile düzgün sıralı, simetrik, beyaz dişlerin ahengi vurgulanmaktadır. Estetik doğallık ile bir bütündür. Kırmızı, hafif kanamalı ve şişmiş dişetleri sağlıksızlık olarak algılanmaktadır ve doğallıktan uzaktır. Basit bir dişeti tedavisi ile bu sorun ortadan kalkmaktadır. Her vakada farkı çözümler sunulur. Estetik düzenlemeler bazen çok ufak girişimler ile tamamlanır iken bazen çene cerrahisi, plastik cerrahi, ortodontik tedavi gibi girişimler ile uzun süreçte tamamlanabilmektedir. Önemli olan kişin beklentilerini hekimin anlayabilmesi ve tedaviye başlamadan tedavi sonucunu öngörebilmesidir. Bu hususta hekim-hasta ilişkisi ve hekimin tecrübesi önem kazanmaktadır.

Günümüz teknolojisinde doğal diş minesi ile aynı ışık geçirgenliğinde birebir aynı renkte kuronlar yapılabilmektedir. Bu kaplamalar ‘metal free’ diye adlandırılan tam porselenden veya zirkondan hazırlanır. Dişsizliğin fazla sayıda olduğu durumlarda bu estetik kuronlar kullanılamayabilir.

Bazen düzgün sıralı ancak morfolojisi ya da rengi bozuk dişlerde, özellikle genç bireylerde dişte hiç kesim yapmadan ‘bonding yöntemi’ olarak adlandırılan teknikle tek seansta dişlerde değişim yaratmak mümkündür. Bu yöntem bizotaj, kontürleme ve dolgu yapımını içerir.

Lamina; yine düzgün sıralı ya da çok hafif çapraşıklığı olan dişlerde tercih edilir. Dişlerin sadece ön yüzeyindeki mine 1mm kaldırılarak, yaprak porselenler yapıştırılır. Lamina, birkaç seansta provalar ile hazırlanır. Yapıştırma işlemi tüm seansınların en önemli aşamasıdır. Son derece özel teknikle yapıştırıldıktan birkaç dakika sonra ısırarak yemek yenebilir. Doğal dişlerden ayırt etmek mümkün değildir.